Anahtar Parti Sözcüsü Fuat Geçen, partisinin genel merkezinde gerçekleştirdiği basın toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Geçen, konuşmasında öne çıkan konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Askeri uçak kazası ve denetim eksikliği vurgusu
Geçen hafta Azerbaycan’dan Türkiye’ye dönerken düşen Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait C-130 tipi askeri kargo uçağında şehit olan askerler için başsağlığı dileyen Fuat Geçen, kazanın nedenine dair resmi açıklamaların takip edildiğini belirtti. Almanya’dan Türkiye’ye gelen bir ailenin zehirlenerek hayatını kaybetmesi olayının da derin üzüntü yarattığını ifade eden Geçen, zehirlenme sebebinin ilaçlama ihtimali üzerinde durulduğunu söyledi. Geçmişte İzmir ve Ankara’da da benzer vakaların yaşandığını hatırlatan Geçen, alınmayan önlemler nedeniyle bu tür acıların tekrarlandığını vurguladı. Son iki haftada çeşitli illerde toplu gıda zehirlenmeleriyle yüzlerce kişinin hastaneye kaldırıldığını belirterek, gıda güvenliği ve ilaçlama faaliyetlerine yönelik kapsamlı ve hızlı denetimlerin zorunluluğuna dikkat çekti. Gıda işletmelerinde denetim elemanı eksikliği nedeniyle rutin kontrollerin ancak altı ayda bir yapılabildiğine de işaret etti.
Geçen, ekonomik zorlukların gıda üreticilerini ucuz ürünlere yönelttiğini ve bunun da gıda zehirlenmelerinin artmasına yol açtığını belirtti. Türkiye’de 17 milyon 114 bin 912 kişinin sosyal yardımlarla geçindiğini, sosyal yardıma muhtaç hane sayısının ise 4,2 milyonu aştığını kaydetti. Türkiye’nin çocuk yoksulluğunda en yüksek oranlara sahip ülkelerden biri olduğunu belirten Geçen, UNICEF’in ‘Çocuk Refahı’ raporunda Türkiye’nin 36 OECD ülkesi arasında 35’inci sırada yer aldığını, çocuk yoksulluğunun nesiller boyu etkilerini anlattı. Bu kapsamda gıda güvenliği konusunun önemine vurgu yaptı.
Çocuklar için ücretsiz bir öğün yemek sözü
Fuat Geçen, Anahtar Parti olarak eğitim ve kalkınma politikalarının merkezine çocuk yoksulluğunun önlenmesini koyduklarını belirtti. Türkiye’de 22 milyon çocuğun üçte birinin yoksulluk sınırının, 2 milyon çocuğun ise açlık sınırının altında yaşadığını, OECD verilerine göre ise her beş çocuktan birinin yeterli beslenemediğini ve her dört çocuktan birinin okula aç gittiğini ifade etti. Ücretsiz okul yemeğinin yalnızca sıcak bir öğün olmadığını, aynı zamanda çocuklar arasındaki eşitsizliği azaltan önemli bir sosyal politika aracı olduğunu söyledi. Dünyada 109 ülkenin öğrencilere en az bir öğün sağlıklı ve ücretsiz yemek sunduğunu hatırlatan Geçen, Anahtar Parti olarak çocuklara en az bir öğün ücretsiz yemek verme sözü verdiklerini, bunun bir hak olduğunu vurguladı.
Ekonomik göstergeler ve toplumsal sorunlar
Avrupa Birliği Komisyonu’nun 2025 Türkiye Raporu’nda yüksek genç işsizliği, düşük kadın istihdamı ve kamu yatırımlarında şeffaflık eksikliği gibi başlıkların öne çıktığını aktaran Geçen, KOBİ’lerin finans desteğinde yavaş kalındığına da dikkat çekti. Mecliste görüşülen bütçede 2,7 trilyon bütçe açığı ve faiz gideri, 8,5 trilyon dolaylı vergi bulunduğunu, enflasyonun ise yüzde 16 olarak öngörüldüğünü, ancak bu verilerin sıkça revize edildiğini ve gerçekçi olmadığını dile getirdi.
Irak’ta gerçekleşen parlamento seçimlerinin bölge ve Irak halkı için hayırlı olmasını dileyen Geçen, Irak Türkmen Cephesi’nin Kerkük’te iki milletvekili çıkarmasını olumlu bulduğunu ifade etti. Seçimlere katılım oranının yüzde 56 olarak açıklandığını, Türkmen seçmen katılımının ise düşük olduğunu, Kerkük’teki usulsüzlük iddiaları ve engellemelerin milletvekili sayısını olumsuz etkilediğini belirtti. Bu konuda Türkiye’nin bölgedeki soydaşlarına daha hassas yaklaşması gerektiğini savundu.
Gazze ve bölgesel gelişmelerde Türkiye’nin rolü
Gazze Planı kapsamında Barış Kurulu’nun kurulması ve Uluslararası İstikrar Gücü’nün göreve başlamasını öngören taslağın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde onaylandığını hatırlatan Geçen, İsrail’in ateşkesi ihlal ettiğini ve insani yardımlara kısıtlı izin verdiğini, bu nedenle Barış Kurulu’nun görevini tarafsız yürütemeyeceği konusunda şüpheleri olduğunu söyledi. Gazze yönetiminin, Gazze halkı veya Filistin Devleti iradesi dışında bir kurula devredilmesinin Filistin halkının lehine olmayacağını belirtti. Türkiye’nin, Gazze ve Filistin halkının haklarını savunmak için daha cesur adımlar atmasını istedi.
Trump-Şara görüşmesi ve bölgesel diplomasi
Suriye lideri Şara’nın ABD ziyareti ve Trump ile yaptığı görüşmenin ardından, ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın, Suriye’nin IŞİD ve diğer terör örgütleriyle mücadelede ABD’ye aktif destek vereceğine dair açıklamasına değinen Geçen, bunun ABD’nin bölgedeki planlarını ve Suriye’ye biçilen rolü ortaya koyduğunu belirtti. Ayrıca, Türkiye, ABD ve Suriye Dışişleri Bakanlarının üçlü görüşmesinde İsrail-Türkiye-Suriye ilişkilerinin yeniden tanımlanmasının gündeme geldiğini aktardı. Barrack’ın daha önce yaptığı, Türkiye ile İsrail arasında savaş olmayacağı ve ticaret anlaşması yapılacağı yönündeki açıklamaları da hatırlatan Geçen, Suriye’nin Hamas konusunda ikna edilmesiyle Filistin hassasiyetinin geri plana atılmak istendiğini savundu ve hükümetten bu gelişmelere dair açıklama beklediklerini söyledi.
Uçak kazası ve çözüm süreci hakkında değerlendirmeler
Kargo uçağı kazasıyla ilgili sosyal medyada dolaşan iddialar hakkında yorum yapmayı doğru bulmadıklarını belirten Geçen, dezenformasyonun önüne geçilmesi gerektiğini, resmi inceleme sonuçlarının şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini ifade etti. Cumhur İttifakı’nın yürüttüğü “Terörsüz Türkiye” sürecine ilişkin ise, sürecin muhatabının doğrudan Adalet ve Kalkınma Partisi olduğunu, diğer siyasi aktörlerin bu konuda açıklamalarına yanıt vermeyeceklerini belirtti. Hükümetin süreçle ilgili öngörülerini kamuoyuyla paylaşmasını beklediklerini, gelişmelere göre Anahtar Parti’nin değerlendirme yapacağını söyledi.
Bölge politikası ve terörle mücadele yaklaşımı
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki yurttaşların siyasi tercihlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Geçen, Anahtar Parti’nin hiçbir zaman bölgedeki vatandaşları terör örgütü PKK ile özdeşleştirmediğini belirtti. Karşıtlıklarının, PKK’nın kendini feshetmesiyle ilgili süreçte izlenen yol ve muhataplıklarla sınırlı olduğunu vurguladı. Kürt vatandaşlarının PKK’ya mal edilmesine şiddetle karşı çıktıklarını, bölge insanının bir terör örgütü eliyle temsil edilmesini doğru bulmadıklarını ifade etti. Kürt ve Türkmen vatandaşlar arasında hiçbir fark görmediklerini, Anahtar Parti’nin bu konuda net bir tutuma sahip olduğunu dile getirdi.
Ayrıca, İsrail’in Türkiye’deki vatandaşlarının İsrail’deki katliamlara katılması durumunda, bu kişilere gereken işlemlerin yapılması gerektiğini, çifte vatandaş veya Türkiye’de ikamet edenlerin de aynı şekilde değerlendirilmesi gerektiğini savundu.


Kaynak: BHA
Yorumlar (0)