ANKARA - BHA - 11. Yargı Paketi'nin getirdiği düzenlemeler, 31 Temmuz 2023 öncesi işlenen suçlardan hükümlü olanların durumunu etkiliyor. Hükümlüler için denetimli serbestlik ve cezaevi süreçlerinde önemli değişiklikler öngörülüyor.
Yeni Yargı Paketinin Hükümlülere Etkileri
11. Yargı Paketi'nin 27. maddesiyle getirilen ve geçici 10. maddenin 6. fıkrasında yer alan düzenleme, 31 Temmuz 2023 tarihinden önce işlenen suçlardan hüküm giymiş olanları kapsıyor. Belirli suçlar bu düzenlemenin dışında tutuluyor. Buna göre, kapalı cezaevinde bulunan ve toplam hapis cezası 10 yıldan az olan hükümlüler bir ayını, 10 yıl ve üzeri olanlar ise üç ayını kapalı cezaevinde geçirdikten sonra açık cezaevine ayrılabilecekler. Açık cezaevine ayrılmalarına üç yıl veya daha az süre kalanlar bu imkandan faydalanabilecek.
Aynı düzenleme, belirtilen tarihten önce suç işlemiş ve açık cezaevinde bulunan hükümlülerin, talep etmeleri halinde ve en az üç ay açık cezaevinde kalmış olmaları koşuluyla, denetimli serbestlikten üç yıl erken yararlanmalarını mümkün kılıyor.
Uygulamadaki Yorum Farklılıkları ve İddialar
Bu düzenlemenin uygulanması konusunda farklı yorumlar ortaya çıkmıştır. Bazı hukukçular, denetimli serbestlikten üç yıl erken yararlanma imkanı sunan hükümdeki üç aylık cezaevinde kalma şartının, cezası üç yıldan fazla olan hükümlüler için geçerli olduğunu savunuyor. Diğer yandan, cezası üç yılın altında olanların bu şarttan muaf tutulması gerektiği yönünde görüşler de bulunmaktadır.
Bazı hukukçular, düzenlemenin cezasızlık algısı yaratmaması amacıyla bu şekilde kaleme alındığını belirtiyor. Maddenin farklı yorumlara açık olması nedeniyle uygulamada da farklılıklar yaşandığı ifade ediliyor. Bazı cezaevlerinde, ceza süresi üç yılın altında olan hükümlüler tahliye edilirken, bazılarında ise ceza süresi sadece birkaç ay olan hükümlüler dahi bu düzenlemeden yararlandırılmıyor.
Tahliye Başvurusu ve Yasal Süreçler
Avukat Cüneyd Altıparmak, konuyla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, tahliye edilmesi gerektiği halde edilmeyen hükümlülerin öncelikle cezaevi yönetimine başvurabileceğini belirtiyor. Başvurunun reddedilmesi durumunda ise infaz hakimliğine müracaat edilebileceğini, bu talebin de reddi halinde ağır ceza mahkemesine itiraz yolunun açık olduğunu ifade ediyor.
Altıparmak, ağır ceza mahkemesinin kararının kesin nitelikte olduğunu, ancak bu karara karşı kanun yararına bozma yoluna gidilebileceğini ve ayrıca bireysel başvuru hakkının da bulunduğunu vurguluyor.
Kaynak: BHA
İlk yorumu sen yap! Düşüncelerini bizimle paylaş.